Brand logo light

Osmanlı Padişahı Orhan Gazi

Osmanlı Padişahı Orhan Gazi
ORHAN GAZİ KİMDİR - BİYOGRAFİ

Orhan Gazi – Osmanlı’nın Kurumsal Temellerini Atan Hükümdar Orhan Gazi, Osmanlı Devleti’nin ikinci hükümdarıdır. Babası Osman Gazi’den 16.000 kilometrekarelik bir beylik devralmış, bu toprakları ileri görüşlü siyaseti, adil yönetimi ve başarılı seferleri sayesinde genişleterek oğlu I. Murad’a 95.000 kilometrekarelik güçlü bir devlet olarak bırakmıştır. Doğumu ve Tahta Çıkışı 1281 yılında Söğüt’te dünyaya gelen Orhan Bey’in çocukluk ve gençlik yıllarına dair kaynaklarda fazla bilgi bulunmamaktadır. Ancak babasının vefatının ardından, ulema ve beyler arasında yapılan meşveret meclisinde, askeri başarıları ve olgun kişiliği sebebiyle hükümdarlığa layık görülmüştür. Orhan Bey, başlangıçta kardeşi Alaaddin Bey’in tahta geçmesini istemiş, ancak kardeşinin bu teklifi reddetmesi üzerine beyliğin başına geçmiştir. Bu davranışı bile onun tevazuunu, aile içindeki saygı ve adalet anlayışını göstermektedir. İlk Fetihler ve Beyliğin Güçlenişi Tahta geçtikten sonra ilk yıllarını Anadolu seferlerine ve fetihlerine adamıştır. O dönemde Osmanlı Beyliği, diğer Türk beylikleri gibi İran’daki İlhanlı Devleti’ne bağlı kabul edilmekte ve yıllık vergi ödemeye devam etmekteydi. Ancak Orhan Gazi, bir yandan bu diplomatik dengeyi korurken, diğer yandan Bizans topraklarına yönelik akınlarını artırarak beyliğini hızla güçlendirdi. Osmanlı’nın Marmara Denizi’ne ulaşması, Orhan Gazi’nin 1321 yılında Mudanya’yı fethetmesiyle mümkün olmuştur. Bu fetihle birlikte Osmanlı, denizle ilk kez temas etmiş ve stratejik bir konuma kavuşmuştur. Bursa’nın Fethi 1323 yılında Gebze’de kendi adına bir cami yaptıran Orhan Gazi’nin en büyük hedefi ise Bursa’nın fethi olmuştur. Önce Orhaneli Kalesi’ni almış, ardından Bursa Hisarı’nı kuşatmak için Pınarbaşı civarında karargâh kurmuştur. Bu süreçte Abdullah Mihal Gazi’nin gerçekleştirdiği ustaca diplomatik görüşmeler sayesinde, Bizans kumandanı Evranos, kaleyi savaşsız teslim etmiştir. Bazı kaynaklara göre Bursa’nın fethi 6 Nisan 1326 tarihinde gerçekleşmiştir. Bu tarih, Osmanlı Devleti’nin gerçek anlamda bir şehir devleti kimliğine büründüğü dönüm noktası olarak kabul edilir. İlk Büyük Meydan Savaşı – Maltepe (Palekanon) Zaferi Mayıs 1329’da Bizans İmparatoru III. Andronikos, danışmanı ve geleceğin imparatoru Yannis Kantakuzenos ile birlikte 2.000 paralı asker destekli bir Bizans ordusuyla Kocaeli üzerine yürüdü. Bu gelişme üzerine Orhan Gazi, İzmit kuşatmasını geçici olarak durdurarak ordusuyla Darıca üzerinden Maltepe’ye (Palekanon) ilerledi. 11 Haziran 1329’da iki ordu arasında cereyan eden savaş, Osmanlıların kesin zaferiyle sonuçlandı. Bu zafer, Osmanlı’nın Bizans karşısındaki gücünü tescillemiş, Anadolu’daki hâkimiyetini kalıcı hâle getirmiştir. İznik ve İzmit’in Fethi Zaferin ardından Osmanlı kuvvetleri İznik’te imar faaliyetlerine başladı. Aynı dönemde Kara Timurtaş Paşa, Gemlik ve Armutlu kıyılarını Osmanlı topraklarına kattı. Kısa süre sonra Bizans’ın önemli şehirlerinden biri olan, klasik Roma döneminde de başkentlik yapmış İzmit, altı yıl süren Osmanlı kuşatmasının ardından 1337 yılında düşmüştür. Son Bizans valisi Prenses Marika Palaiologos tarafından terk edilen şehir, savaşsız şekilde Osmanlı topraklarına katılmış, idaresi ise Süleyman Paşa’ya verilmiştir. Barış Anlaşması ve Bizans Haraçları Bu gelişmeler üzerine Bizans İmparatoru III. Andronikos, 1333 yılında Orhan Gazi’ye barış teklifinde bulunmuştur. Taraflar arasında yapılan antlaşmaya göre Bizans, yıllık 12.000 Bizans altını haraç ödemeyi ve Bitinya’daki kalan arazilerine Osmanlıların saldırmamasını taahhüt etmiştir. Bu dönemde Orhan Gazi, Anadolu’da fethedilecek önemli gayrimüslim toprak kalmadığını görmüş, yeni bir stratejik yön belirleme ihtiyacı duymuştur. Yeni Strateji: Anadolu Beylikleri ve Karesi Seferi 1340’lı yıllarda Osmanlı Beyliği artık Bizans sınırlarını aşmış, komşu Türkmen beylikleri üzerine yönelmiştir. 1342 yılında Ulubad, Karacabey (Mihaliç) ve Kirmasti (Mustafakemalpaşa) kalelerini fetheden Orhan Gazi, böylece Karesi Beyliği’ne komşu konuma gelmiştir. 1345 yılında düzenlenen Karesi Seferi sonucunda, Balıkesir, Manyas, Edincik ve Erdek gibi önemli merkezler Osmanlı idaresine katılmıştır. Bu fetih, Osmanlıların deniz aşırı harekât kabiliyeti kazanmasında önemli bir dönüm noktası olmuştur. Rumeli’ye Geçiş ve Bizans İle İttifak Bu dönemde Bizans’ta iç karışıklıklar yaşanıyordu. İmparator VI. Yannis Kantakuzenos, tahta yeniden geçtikten sonra Orhan Gazi ile dostane ilişkiler kurdu. 1344 yılında Selanik’te çıkan karışıklıklar ve Sırp Kralı IV. Stefan Duşan’ın Makedonya’yı işgal etme planları üzerine, Bizans’ın Osmanlı desteğine ihtiyacı doğdu. Bu yakınlaşmayı pekiştirmek için Kantakuzenos, Orhan Gazi’ye kızlarından biri olan Teodora’yı eş olarak verdi. Bu evlilik, Türk-Bizans diplomatik ilişkilerinde yeni bir sayfa açtı. 1352 yılında Bizans tahtında iki imparator – VI. Yannis Kantakuzenos ve V. Yannis Palaiologos – arasında anlaşmazlık çıkınca, VI. Yannis damadı Orhan Gazi’den yardım istedi. Orhan Gazi, oğlu Süleyman Paşa komutasında bir Osmanlı birliğini Bizans ordusuna gönderdi. Bu kuvvet, Edirne’yi Sırp ve Bulgar tehdidinden kurtardı, ardından Meriç Nehri kıyılarında donmuş zeminde yapılan savaşta düşman kuvvetlerini yenilgiye uğrattı. Bu zafer, Osmanlıların Rumeli’ye kalıcı olarak geçişinin önünü açan olaylardan biri olmuştur. Son Yılları ve Vefatı Osmanlı hanedanının en uzun ömürlü hükümdarlarından biri olan Orhan Gazi, ömrünün son dönemlerinde tahtı oğlu Şehzade Murad’a devretmiş ve kendisi Bursa’ya çekilmiştir. Hayatını devlet işlerine, fetihlere ve adaletli yönetime adayan bu büyük hükümdar, 1362 yılı civarında vefat etmiş; Bursa’daki Gümüşlü Kümbet’te, babası Osman Gazi’nin türbesinde ebedî istirahatgâhına kavuşmuştur. Sonuç Orhan Gazi, yalnızca bir savaşçı değil, bir devlet kurucusu ve sistem inşacısı olarak Osmanlı tarihine adını altın harflerle yazdırmıştır. Onun döneminde Osmanlı Beyliği, bir aşiret yönetiminden çıkarak, kurumsal kimliğe sahip bir devlete dönüşmüştür. Adaletiyle halkının sevgisini kazanmış, cömertliğiyle dostlarının güvenini, merhametiyle düşmanlarının saygısını kazanmıştır. Bugün tarihçiler, Orhan Gazi’yi sadece fetihlerin değil, Osmanlı medeniyetinin temellerini atan bilge lider olarak anmaktadır.  

Admin Kasım 20, 2025 0