OSMAN GAZİ (1258 – 1326; Hükümranlık: 1281–1326) Osman Gazi, 1258 yılında Söğüt’te doğmuş ve Osmanlı Beyliği’nin kurucusu olarak tarih sahnesine çıkmıştır. Babası Ertuğrul Gazi, Batı Anadolu’da Söğüt Ovası ile Domaniç Yaylası’nda yaşayan Oğuz Türkleri’nin Bozok koluna bağlı Kayı boyunun lideriydi. Annesi halk arasında Hayme Hatun olarak bilinir. Osman Bey, küçük yaşta liderlik sorumluluğu üstlenmiş ve aşiretin yönetimini devralmıştır.^[1][2] 1281 yılında, babası Ertuğrul Gazi’nin vefatı sonrası Osman Bey, Oğuz töresine uygun biçimde Kayı aşiretinin başına geçmiştir. Genç yaşta liderliğe başlamasına rağmen kısa sürede aşiretinin ve müttefiklerinin güvenini kazanmış, stratejik akınlarla sınırlarını genişletmiştir.^[3] Osman Bey’in askeri başarıları, özellikle Bizans tekfurlarıyla yaptığı mücadelelerle dikkat çekmiştir. İnegöl yakınlarındaki Emirdağı eteklerinde yer alan Kulaca Hisarı’nı ele geçirerek Osmanlılar’ın ilk kale fetihlerini gerçekleştirmiştir. 1286’da Domaniç Muharebesi’ni kazanarak Karacahisar’ı Osmanlı hâkimiyetine katmıştır.^[4] Bu dönemde Sakarya Nehri vadisinde Sorkun, Taraklı Yenicesi ve Göynük gibi stratejik bölgelerde akınlar düzenlemiş, müttefiki Samsa Çavuş ve Köse Mihal’in katkısıyla bölgesel üstünlüğünü pekiştirmiştir.^[5] Osman Bey’in devlet kurma süreci tarihçiler arasında tartışmalı olmakla birlikte, 1299 yılında Kulacahisar ve Karacahisar kalelerinin fethedilmesi, Osmanlı Beyliği’nin kuruluşu olarak kabul edilmektedir.^[6] Bu tarihte Anadolu Selçuklu Devleti’nin çöküşüyle Osman Gazi bağımsızlığını ilan etmiş ve beyliğin temellerini atmıştır. Beylik topraklarını Oğuz töresine uygun biçimde yakın akrabalarına ve silah arkadaşlarına “dirlik” olarak dağıtmıştır. Eskişehir Gündüz Bey’e, Karacahisar Orhan Bey’e, Yarhisar Hasan Alp’e ve İnegöl Turgut Alp’e verilmiştir. Bu uygulama, beyliğin idari istikrarını sağlamış ve Osman Bey’in otoritesini güçlendirmiştir.^[7] Tarihçi Halil İnalcık’a göre, Osmanlı beyliğinin devlet niteliği kazanması, 1302 yılında Yalova yakınlarında Bizans ordusuna karşı kazanılan Bafeus Muharebesi (Koyunhisar Muharebesi) ile gerçekleşmiştir. Bu muharebe, Osmanlı uçbeyliği ordusunun Bizans ordusuna karşı kazandığı ilk büyük zaferdir.^[8] Aynı yıl içinde Kite Hisarı, Orhaneli (Atranos) ve Ulubat Gölü’ndeki Alyos Adası Osmanlıların kontrolüne geçmiştir. 1308’de Osman Bey, İznik–İzmit yolu üzerindeki Karahisar (Trikokıya) kalelerini fethetmiştir. 1313’te Bizans Harmankaya Tekfuru Mihail Köşes Müslüman olarak Köse Mihal adını almış ve Osman Bey’in fetih akınlarına katılmıştır. 1313–1315 döneminde Sakarya Nehri vadisinde Lefke, Mekece, Akhisar, Geyve, Gölpazarı ve Leblebici kaleleri Osmanlı hâkimiyetine alınmıştır. Bu fetihler, Bursa’nın ileride Osmanlı başkenti olarak ele geçirilmesine zemin hazırlamıştır.^[9] Bursa’nın büyük bir kale olması nedeniyle Osman Gazi, şehri doğrudan fethetmek yerine ablukaya almayı tercih etmiş; iki küçük “havale hisarı” inşa ettirerek komutanlıklarını yeğeni Aktimur ve kölesi Balancık’a vermiştir.^[10] Osman Gazi, babası Ertuğrul Gazi’den yaklaşık 4.800 km²’lik toprak devralmış, oğlu Orhan Gazi’ye ise 16.000 km²’lik alan bırakmıştır. Bu durum, Osman Bey’in askeri ve siyasi yetenekleriyle beyliğin sınırlarını önemli ölçüde genişlettiğini göstermektedir.^[11] Ölümü ve cenaze töreniyle ilgili kaynaklarda bazı tartışmalar mevcuttur. Osman Gazi’nin 1324 veya 1326 yılında öldüğü ileri sürülmekle birlikte, büyük olasılıkla Söğüt’te vefat etmiştir. Başlangıçta babası Ertuğrul Gazi’nin türbesine defnedilen Osman Gazi’nin naaşı, Bursa’nın fethinden sonra Gümüşlü Kümbet’e (Aya Elia) nakledilmiştir.^[12] Ölümü, Osmanlı beyliğinin idaresinin oğlu Orhan Gazi’ye tamamen geçmesini sağlamış ve Osmanlı Devleti’nin temelleri sağlam bir biçimde atılmıştır. Kaynaklar: Halil İnalcık, Osmanlı Tarihi, c. 1, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 2003, s. 28-32. Necdet Sakaoğlu, Bu Mülkün Sultanları, İstanbul: Alfa Yayınları, 1999, s. 12-15. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, c. 1, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 2003, s. 45-50. Halil İnalcık, a.g.e., s. 33-35. Coşkun Ak, Osmanlı Beyliği ve Osman Gazi, İstanbul: Kitabevi, 2001, s. 22-26. Halil İnalcık, a.g.e., s. 36. Necdet Sakaoğlu, a.g.e., s. 16-18. Halil İnalcık, a.g.e., s. 40-42. Coşkun Ak, a.g.e., s. 27-30. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, a.g.e., s. 53-55. Halil İnalcık, a.g.e., s. 45. Necdet Sakaoğlu, a.g.e., s. 20-22.