Brand logo light

I Mahmut Kimdir - Hayatı - Biyografisi

I Mahmut Kimdir - Biyografisi
I Mahmut Kimdir - Hayatı - Biyografisi

Sultan I. Mahmûd, II. Mustafa’nın Sâliha Sebkatî Sultân’dan 1696 yılında doğan oğludur. Tahta geçişi 2 Ekim 1730 tarihinde gerçekleşmiş ve III. Ahmed’in ardından Osmanlı tahtına oturmuştur. Gençliğinde Rumeli Kazaskeri Feyzullah-zâde İbrahim Efendi başta olmak üzere birçok hoca ve âlimden ders almış, ilim ve kültür bakımından derin bir donanım kazanmıştır. Hem âlim, hem şair hem de bestekâr olan I. Mahmûd, akıl ve dikkatle hareket eden, ihtiyatlı, meşverete değer veren, yüksek kültüre sahip bir padişahtı. Sebkatî mahlasıyla şiirler kaleme almıştır. Tahta çıktığında ilk işi, Patrona Halil ve ayak takımı isyancılarının taleplerini yerine getirmek ve İbrahim Paşa ile yakınlarını devletin önemli makamlarından uzaklaştırmak oldu. Ancak kısa süre sonra, Kasım 1730 itibariyle, Patrona Halil başta olmak üzere tüm âsileri ortadan kaldırarak devletin huzurunu yeniden sağlamıştır. Babasının ve amcasının tecrübelerinden ders alan I. Mahmûd, Şeyhülislâm ve sadrazamlık makamlarında uzun süre kimseyi engellememiş, devlet işlerinin akışına dikkatle müdahale etmiştir. Şeyhülislâm makamına Feyzullah Efendi’nin oğullarını atayan I. Mahmûd, sadrazamları arasında Hekimoğlu Ali Paşa’ya özel önem vermiştir. İç huzuru sağlayan padişah, uzun süredir devam eden İran seferini yeniden gündeme almış; Hekimoğlu Ali Paşa, 1731’de Urmiye’yi fethedip Tebriz’i Osmanlı topraklarına katmıştır. Ocak 1732’de İran ile sulh sağlanmışsa da, Nâdir Şah bu duruma razı olmayarak 1733’te yeniden saldırıya geçmiş, Erbil’i alıp Bağdad’ı kuşatma altına almıştır. Ancak Topal Osman Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, Temmuz 1733’te Nâdir Şah’a ağır bir yenilgi tattırmış ve bu başarısı üzerine I. Mahmûd’a gâzî unvanı verilmiştir. Nâdir Şah, Safevi Hanedanı’nı sona erdirip Avşar Hanedanı’nı kurduktan sonra Osmanlı topraklarına saldırmaya devam etmiş, Kerkük’e girmiş ve iki Osmanlı paşasını şehid etmiştir. Revan, Gence ve Tiflis’i Osmanlı’dan alarak avantaj elde eden Nâdir Şah, sulh istemek zorunda kalmıştır. İstanbul Andlaşması (Ekim 1736) ile, 1639 Kasr-ı Şirin Andlaşması esaslarına uygun olarak barış tesis edilmiştir. Nâdir Şah, Sünni ve Hanefi inancını Osmanlı üzerinde hakim kılmaya kalksa da, Osmanlı ulemasının direnci nedeniyle bunu gerçekleştirememiştir. Yedi yıl süren barış döneminin ardından, Nâdir Şah yeniden Irak cephesinden Osmanlıya saldırmış (1743), Musul şehri kahramanca savunulmuş ve Şah ağır kayıplar vererek geri çekilmiştir. 1744’te Kars’ı kuşatmış, ancak başarılı olamamıştır. Yeniden sulh talebinde bulunan Nâdir Şah ile yapılan görüşmeler, 1746’da İstanbul Andlaşması ile sonuçlanmış; böylece Osmanlı-İran çatışması sona ermiştir. Bu dönemde Osmanlı, Nâdir Şah’ın İran üzerindeki mezhep dayatmalarını kabul ettirmesine izin vermemiştir. Doğu cephesindeki gelişmeleri fırsat bilen Rusya, 1736’da Azak Kalesi’ni işgal etmiş, Kırım’a girip tahribat yaratmış ancak Kırım Hanı Fetih Giray tarafından geri püskürtülmüştür. Bu sırada Avusturya, Polonya’yı paylaşma umuduyla 1737’de Osmanlıya savaş ilan etmiş; Osmanlı topraklarına üç koldan saldırmış, ancak Ağustos 1737’de Şehid Ali Paşa önderliğinde Banyaluka’da ağır bir yenilgi almıştır. Osmanlı Devleti, aynı anda İran, Avusturya ve Rusya ile savaş halindeydi. 1739 yılında Belgrad’a yürüyen Osmanlı ordusundan çekinen Avusturya, sulh istemiş; Sadrazam Hacı İvaz Mehmed Paşa’nın yürüttüğü müzakereler sonucunda Eylül 1739’da Belgrad Muâhedesi imzalanmıştır. Böylece, 1718 Pasarofça Andlaşması ile kaybedilen bazı topraklar geri alınmış ve Azak Kalesi de Ruslardan Osmanlıya geçmiştir. Karadeniz, Osmanlı hâkimiyetinde kalmıştır. Belgrad Anlaşması ile Osmanlı Devleti, 28 yıllık bir barış dönemine girmiş ve hâlen dünyanın en güçlü devleti olduğunu göstermiştir. İç sorunları da göz ardı etmeyen I. Mahmûd, mahallî mütegallibeler olan a’yânla mücadele etmiş, Haziran 1740’ta Adâletnâme çıkararak sorunları çözmeyi amaçlamıştır. 1734’te Humbaracıbaşı Ahmed Paşa’nın önderliğinde Maaşlı Humbaracı Ocağı kurulmuş ve yeni askerî düzenlemeler hayata geçirilmiştir. Ayrıca 1732’de tîmâr sistemi ve ze’âmet usulü ıslah edilmiştir. Necid’de ortaya çıkan Vehhâbî hareketi de padişahın ilgilendiği önemli meseleler arasında yer almıştır. Mide kanaması sonucu sağlık durumu bozulan I. Mahmûd, 13 Aralık 1754 tarihinde Saray’da vefat etmiştir. Kadın Efendileri: Hâce Âlî-cenâb Baş Kadın Hâce Ayşe Kadın Hâce Verd-i Nâz Dördüncü Kadın Hatice Râmi Altıncı Haseki Hâtem İkinci Kadın Râziye Kadın İkballeri: 7. Meyyâse Hanım (Baş İkbal) 8. Fehmî Hanım (İkinci İkbal) 9. Habbâbe Hanım 10. Sırrî Hanım Çocukları: I. Mahmûd’un çocukları olmamıştır.   TEVHİD-İ EFKAR  - KAYNAK  -  HABER  - GAZETE  -  İÇERİK  -  Tevhîd-i Efkâr, Tevhidi Efkar, Tevhid-i Efkar

Adminator Kasım 24, 2025 0
Kızılay Web Banner 950X100