Brand logo light

Fatih Sultan Mehmet Kimdir - Hayatı - Biyografisi

Fatih Sultan Mehmet Kimdir - Hayatı - Biyografis

Adminator
Adminator Kasım 24, 2025 0
Fatih Sultan Mehmet
Fatih Sultan Mehmet Biyografisi

Fatih Sultan Mehmed, 1432’de Edirne’de II. Murad’ın oğlu olarak doğdu. Küçük yaşta aldığı kapsamlı eğitim ve doğulu-batılı alimlerle saray çevresinde yetişmesi, ona dil, bilim, sanat ve strateji alanında büyük bir birikim kazandırdı. 12 yaşında ilk kez tahta çıkmış, Balkanlardaki istikrarsızlık ve Haçlı tehdidi nedeniyle babası yeniden iktidara dönmek zorunda kalmıştır. Manisa’da geçen ikinci şehzadelik dönemi boyunca devlet işlerini ve askeri stratejiyi öğrenmiş, 1451’de II. Murad’ın vefatıyla ikinci defa Osmanlı tahtına çıkmıştır.

Saltanatının başında iç istikrarı sağladı, rakiplerini tasfiye etti ve Osmanlı ordusunu güçlendirdi. En büyük hedefi İstanbul’u fethetmekti; Rumeli Hisarı ve Anadolu Hisarı’nı inşa ettirip toplar döktürdü, tersaneler kurdurdu ve 1453’te 53 günlük kuşatma sonunda İstanbul’u fethetti. Fetih, Osmanlı’yı üç kıtada merkezi bir güç hâline getirdi ve Avrupa’da büyük yankı uyandırdı.

Fatih, Balkanlar’da Sırbistan, Bosna, Hersek ve Arnavutluk’u Osmanlı hâkimiyetine katarak bölgesel kontrol sağladı; Mora, Ege adaları ve Karadeniz kıyılarında stratejik üstünlük kurdu. Doğu’da Akkoyunlularla yaptığı Otlukbeli Savaşıyla sınırlarını güvence altına aldı, Karaman beyliğini Osmanlı topraklarına kattı ve Memluklerle ilk temasları başlattı.

Kültürel ve ilmî alanlarda da büyük katkılar sağladı. Enderun’u kurumsallaştırdı, Ali Kuşçu gibi bilim insanlarını İstanbul’a davet etti, sanat ve edebiyatı destekledi, şiirlerinde Avnî mahlasını kullandı. İstanbul’u kozmopolit bir merkez hâline getirerek Osmanlı kültürünü ve dünya görüşünü yayımladı.

Fatih, zeki, kararlı, cesur, idealist ve çok yönlü bir lider olarak 1481’de Gebze’de vefat etti. Saltanatı boyunca Osmanlı’yı merkezi, askeri ve kültürel olarak güçlü bir imparatorluk hâline getirerek hem doğu hem batı medeniyetleri üzerinde derin izler bıraktı.

 

1. Doğumu ve Şehzadelik Dönemi

  • Doğum: 1432, Edirne Sarayı.
  • Anne: Hüma Hatun, Baba: II. Murad.
  • Eğitim: Edirne ve Manisa saraylarında; Arapça, Farsça, Yunanca, Latince, Rumca, Sırpça dillerini öğrendi.
  • Mentörler ve Danışmanlar: Doğulu ve batılı alim ve sanatkârlar; Molla Gürani, Akşemseddin, Ali Kuşçu, Benedetto Dei gibi isimler.
  • Eğitim ve Kişilik: Kültürel, ilmi ve sanatsal birikimi ile çok yönlü bir entelektüel olarak yetişti.

2. İlk Tahta Çıkışı (1444)

  • Yaş: 12
  • Sebep: II. Murad barışı tesis ettiğini düşünerek tahtı oğluna bıraktı.
  • Durum: Balkanlarda ve Anadolu’da siyasi istikrarsızlık ve Haçlı tehdidi mevcut.
  • Varna Muharebesi: II. Murad’ın yeniden tahta dönmesiyle Macarlara karşı Osmanlı zaferi kazanıldı.

3. İkinci Şehzadelik Dönemi (1446–1451)

  • Yer: Manisa Sarayı
  • Faaliyetler:
    • 1448: II. Kosova Savaşı’na katılım
    • 1450: Arnavutluk seferi
    • Ege adalarına akınlar
  • Amaç: Tahtın tek varisi olarak hükümdarlığa hazırlanmak.

4. İkinci Tahta Çıkışı (1451)

  • Sebep: II. Murad’ın vefatı
  • Hedef: Devletin istikrarını sağlamak ve Osmanlı topraklarını genişletmek.
  • İlk Strateji: Halil Paşa’nın ekibini tasfiye edip kendi ekibini kurmak, kardeşi Ahmed’i öldürterek otoritesini sağlamlaştırmak.

5. İstanbul’un Fethi (1453)

  • Hazırlık: Rumeli Hisarı ve Anadolu Hisarı inşası; kuşatma araçları ve topların döktürülmesi; tersanelerin inşası.
  • Kuşatma: 6 Nisan – 29 Mayıs 1453, kara ve denizden yapılan kuşatma.
  • Sonuç: 29 Mayıs 1453’te İstanbul fethedildi.

6. Balkan ve Doğu Politikaları

  • Sırbistan ve Arnavutluk:
    • Sırbistan 1459’da Semendire fethi ile Osmanlı hâkimiyetine alındı.
    • Arnavutluk 1479’da Osmanlı hâkimiyetine geçti; İskender Bey Kuzey Arnavutluk’a sıkıştırıldı.
  • Bosna ve Hersek: 1463’te Bosna, ardından Hersek Osmanlı sancağı hâline getirildi.
  • Mora: 1458–1460’lar arasında Mora Despotluğu Osmanlı idaresine alındı; Venedik etkisi sınırlandı.
  • Karadeniz ve Anadolu: Amasra, Sinop, Trabzon alınarak Karadeniz hâkimiyeti sağlandı; Eflak, Boğdan ve Kırım siyaseti güçlendirildi.
  • Anadolu’da Karamanoğulları: Seferler ile Konya, Beyşehir, Akşehir ve çevresi Osmanlı topraklarına katıldı; Karaman Beyliği sona erdi.

7. Doğu Seferleri ve Akkoyunlular

  • Otlukbeli Savaşı (1473): Uzun Hasan’ın Akkoyunlu ordusu ile mücadele; Osmanlı top ve tüfek teknolojisi üstünlüğü sağladı.
  • Sonuç: Anadolu ve Doğu sınırları güvence altına alındı; Memluklerle ilk karşılaşmalar başladı.

8. Kültürel, İlmî ve Sanatsal Katkıları

  • Enderun Mektebi: Fatih döneminde kurumsallaştı.
  • Bilim ve Sanat: Ali Kuşçu, Sinan Bey, Gentile Bellini gibi isimler sarayda görev aldı.
  • Eserler: Avnî mahlası ile divan, Batlamyus’un coğrafyası Arapçaya çevrildi.
  • Kültür ve Kozmopolitlik: İstanbul’u doğu ve batının bilgilerini birleştiren, kozmopolit bir merkez hâline getirdi.

9. Karakteri ve Kişiliği

  • Zeki, meraklı, tutkulu, özgüveni yüksek, idealist ve cesur.
  • Sanata, edebiyata, matematiğe, coğrafyaya, mühendisliğe büyük ilgi.
  • Kararlı, vakur, tavizsiz, siyasî ve askerî açıdan usta.

10. Ölümü

  • Tarih: 3 Mayıs 1481, Gebze/Hünkarçayırı
  • Sebep: Sefer sırasında doğal ölüm
  • Miras: Osmanlı Devleti’ni merkezi ve emperyal bir imparatorluk hâline getirdi; üç kıtaya yayılan sınırlarla siyasi ve ekonomik istikrar sağladı. 

 

TEVHİD-İ EFKAR  - KAYNAK  -  HABER  - GAZETE  -  İÇERİK  -  Tevhîd-i Efkâr, Tevhidi Efkar, Tevhid-i Efkar

Kızılay Web Banner 950X100
Sultan VI Vahdettin
VI Vahdettin Kimdir - Hayatı - Biyografisi

VI. Mehmed, 4 Ocak 1861’de doğdu ve 1918’de Osmanlı tahtına çıktı. Tahta çıktığı dönemde I. Dünya Savaşı sona ermişti ve Osmanlı içeriden parçalanmış, ihanete uğramış ayrıca büyük bir çöküş içindeydi. Saltanatı, Mondros Mütarekesi ve İtilâf devletlerinin içerideki bazı paşaları da satın alarak İstanbul’u işgali ile şekillendi. Millî Mücadele’ye tam destek verdi fakat sadece halkına güvendi; Mustafa Kemal Paşa ve millî hareketle doğrudan çatışmaya girmedi. Saltanat, 1 Kasım 1922’de TBMM kararıyla kaldırıldı ve VI. Mehmed vahdettin tehdit edilerek yurt dışına gitmeye zorlandı. Dönemi, Osmanlı’nın son yılları ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş öncesi uğradığı ihanetlerle anılır. VI. Mehmed (Vahdeddin) – Kısa Notlar Doğum: 4 Ocak 1861, Dolmabahçe Sarayı. Anne-Baba: Babası Sultan Abdülmecid, annesi Gülistü Kadınefendi. Çocukluğu: Altı aylıkken babasını, dört yaşında annesini kaybetti; üvey annesi Şâyeste Hanım tarafından büyütüldü. Eğitim: Özel hocalardan ders aldı, Fâtih Medresesi’nde bazı derslere devam etti. Yaşam yeri: Ağabeyi II. Abdülhamid’in hediye ettiği Çengelköy köşkünde padişah oluncaya kadar yaşadı. Veliaht ilanı: 1 Şubat 1916, Yûsuf İzzeddin Efendi’nin intiharı sonrası Osmanlı tahtının vârisi oldu. Temsil: 1916 Avusturya-Macaristan, 1917 Alman imparatoru cenaze ve davetlerinde padişahı temsil etti. Tahta çıkış: 3 Temmuz 1918, Sultan Mehmed Reşad vefat etti; VI. Mehmed adıyla tahta çıktı (daha çok Vahdeddin olarak anıldı). I. Dünya Savaşı Sonu ve Mütareke Dönemi Barış ve hükümet: Talat Paşa hükümetini bırakıp Ahmed Tevfik Paşa’ya hükümet kurdurdu (Ekim 1918). Mustafa Kemal Paşa’nın telgrafı: 7 Ekim 1918, barıştan başka çare kalmadığını bildirdi. Mondros Mütarekesi: 30 Ekim 1918, Rauf Bey başkanlığında Türk heyeti tarafından imzalandı. İttihatçılar ve müttefikler: Kaçışlarına göz yumduğu ve hükümet müdahalesi ile I. Dünya Savaşı sonrası barış şartlarını hafifletmeye çalıştı. Meclis-i Meb‘ûsan feshi: 21 Aralık 1918, olağanüstü mahkemeleri ve mutlakiyetçi yönetimi destekledi. İngiliz ve Fransız Etkisi, Millî Mücadele Öncesi Hükümet değişiklikleri: Tevfik Paşa hükümeti ile İngilizler’in desteklediği İttihatçı karşıtı politikalar uygulandı. Damad Ferid Paşa: 4 Mart 1919, Millî Mücadelecileri engellemek için sadârete getirildi. Mustafa Kemal Paşa’nın görevleri: Dokuzuncu Ordu müfettişliğine tayin edildi (30 Nisan 1919). Millî Mücadele ve İşgaller İzmir’in işgali: 19 Mayıs 1919, hükümet değişti, milliyetçileri destekleyen kabine kuruldu. Erzurum ve Sivas Kongreleri: 23 Temmuz – Eylül 1919, millî hareket başladı; padişah ile ilişkiler koptu. Anadolu ile iletişim: Mustafa Kemal Paşa padişahla haberleşme imkânı buldu (Ekim 1919). İşgaller ve İstanbul Politikası İstanbul işgali: 16 Mart 1920, İtilâf devletleri İstanbul’u resmen işgal etti, milliyetçi liderler tutuklandı. Meclis açılışı ve tepkiler: 12 Ocak 1920, padişah hastalığını bahane ederek katılmadı; millî hareketi tanımadı. Kuvâ-yi Milliye ve Kuvâ-yi İnzibâtiyye: 18 Nisan 1920, karşılıklı güç gösterileri. Saltanatın Kaldırılması Büyük Millet Meclisi: 23 Nisan 1920, Ankara’da toplandı; milletin temsilcisi olarak ilân edildi. Sevr Antlaşması: 10 Ağustos 1920, Damad Ferid Paşa imzaladı, padişah tasdik etmedi. Saltanatın kaldırılması: 1 Kasım 1922, TBMM kararı; hilâfet yeni şartlarla Türkiye Devleti’ne bağlandı. VI. Mehmed’in tepkisi: Saltanattan sonra İstanbul’u terk etmeye karar verdi; haremden dışarı çıkmadı ve hutbede adı okunmadı.   TEVHİD-İ EFKAR  - KAYNAK  -  HABER  - GAZETE  -  İÇERİK  -  Tevhîd-i Efkâr, Tevhidi Efkar, Tevhid-i Efkar

Adminator Kasım 24, 2025 0

V Mehmet Reşat Kimdir - Hayatı - Biyografisi

Sultan II Abdülhamit Han

II Abdülhamit Han Kimdir - Hayatı - Biyografisi

Sultan V Murat

V Murat Kimdir - Hayatı - Biyografisi

Sultan I Abdülaziz
I Abdülaziz Kimdir - Hayatı - Biyografisi

Sultân Abdülaziz, 1830 yılında II. Mahmûd’un kadını Pertev-niyâl Vâlide Sultân’dan Eyüp Sarayı’nda dünyaya gelmiştir. Genç yaşta Osmanlı tahtına çıkmasına vesile olan olay, ağabeyi I. Abdülmecid’in Haziran 1861’de vefât etmesi olmuştur. Halk arasında “Sultân Aziz” olarak tanınan padişah, seleflerinin Avrupa’ya duyduğu hayranlık ve bu doğrultuda yaşanan yönetim sorunlarının aksine, daha müstakim bir yaşam sürerek Osmanlı hanedanının itibarını korumaya çalışmıştır. Onun hükümdarlığı, velâyet ve disipline önem veren bir anlayışla şekillenmiştir. Abdülaziz, hayatını etrafındaki kişilerin sefahat ve suistimallerinden uzak bir şekilde sürdürmeyi tercih etmiş, intihâr söylentilerinin ise tamamen bir grup isyancı subayın tertibine dayandığını göstermiştir. Sanata ve ilim dünyasına ilgisi olan Sultân Abdülaziz, Mevlevî tarikatına mensup, hattât, pehlivan ve bestekâr bir kişiydi. Aynı zamanda Arapça ve Farsça gibi Doğu dillerine hâkimdi ve Batı müziğine duyduğu ilgiyle dikkat çekiyordu. Tanzîmât hareketinin önde gelen isimlerinden Âli Paşa ve Fuad Paşa gibi bürokratlarla çalışmış, daha sonra Yeni Osmanlılar arasında yer alan Mithad Paşa ve arkadaşlarıyla ilişkilerini sürdürmüştür. Ancak, ekibindeki bazı isimlerin güvenilir ve müstakim olmaması, onun en büyük şanssızlıklarından biri olmuştur. Tahta çıktığı ilk günden itibaren, Sultân Abdülaziz devlet hazinesinin kontrolsüz harcamalarını durdurarak, Osmanlı maliyesinin düzensizliklerini düzeltmeye çalışmıştır. Hükümdarlığının başında en önemli meselelerden biri, Haziran 1861’de ortaya çıkan Sırp İsyanı olmuştur. Karadağ’daki ayaklanmanın Ömer Paşa tarafından bastırılmasının ardından Avrupa’nın tepkisi üzerine, Eylül 1861’de İstanbul Mukavelesi imzalanmıştır. Bu protokol, Sırplara daha fazla muhtâriyet sağlamak anlamına geliyordu ve Osmanlı yönetimi açısından dikkatle ele alınması gereken bir diplomatik adım olmuştu. Sultân Abdülaziz, yönetiminde merkezi otoritenin gücünü korumaya özen göstermiş, 1863’te yaptığı Mısır seyahatiyle Osmanlı padişahlarının bu coğrafyaya gerçekleştirdiği nadir ziyaretlerden birini gerçekleştirmiştir. Bu ziyaret sırasında, Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın torunu olan İsmail Paşa ile görüşmeler yapılarak Mısır valiliğinin düzenlenmesi sağlanmış, 1866’da yayınlanan bir fermanla Mısır velâyeti oğlu Mehmed Tevfik Paşa’ya verilmiştir. Aynı zamanda, Mısır valilerine “Hidiv” unvanı tanınarak bölgeye belirli bir özerklik kazandırılmıştır. Abdülaziz döneminde Osmanlı devleti, birçok iç ve dış sorunla mücadele etmek durumunda kalmıştır. 1867’de Belgrad’ın Sırbistan’a bırakılması ve Girit’te başlayan isyanlar, Osmanlı’nın Balkanlar’daki hâkimiyetinin sınırlarını göstermiştir. 1868’de ilan edilen Girit Fermanı ile ada, Yunanistan ile Osmanlı arasında ortak bir eyalet gibi yönetilmeye başlanmıştır. Bu dönemde Abdülaziz, Avrupa ülkelerine diplomatik ilişkilerini geliştirmek amacıyla tarihte ilk defa bir Osmanlı padişahı olarak kapsamlı bir Avrupa seyahati gerçekleştirmiştir. Paris’ten başlayarak Londra, Brüksel ve Berlin’e giden padişah, dönemin önemli liderleriyle görüşmeler yapmış, Osmanlı Devleti’nin uluslararası itibarını güçlendirmiştir. Sultân Abdülaziz, aynı zamanda Osmanlı idarî, hukukî ve mali sisteminde önemli ıslâhatlar yapmıştır. 1862’de Div’an-ı Muhâsebât kurulmuş, 1868’de Şûrây-ı Devlet ve Divan-ı Ahkâm-ı Adliye gibi kurumlar hayata geçirilmiştir. Mecelle’nin hazırlanması için çalışmalar başlatılmış ve hukuk sisteminin modernleşmesine öncülük edilmiştir. 1869’da Süveyş Kanalı’nın açılması, Abdülaziz’in döneminin en büyük ekonomik ve stratejik başarılarından biri olmuştur. Ancak, Sultân Abdülaziz’in hükümdarlığı, son yıllarında iç siyasi çekişmelerin ve dış müdahalelerin gölgesinde kalmıştır. Mustafa Reşid Paşa’nın vefatı, Yeni Osmanlılar ve meşrutiyet yanlılarının güç kazanmasına yol açmış, Mısır ve Osmanlı maliyesi üzerindeki çıkar odakları devleti zayıflatmıştır. Artan dış borçlar ve iç isyanlar, Osmanlı yönetimini ciddi bir krize sürüklemiş, sonunda 30 Mayıs 1876’da padişah hal’ edilmiştir. Hal’in ardından Dolmabahçe Sarayı yağmalanmış ve Sultân Abdülaziz, 4 Haziran 1876’da şüpheli şartlar altında hayatını kaybetmiştir. Sultân Abdülaziz’in özel yaşamı da oldukça renkliydi. Kadın efendileri arasında Dürr-i Nev Baş Kadın Efendi, Hayrân-ı Dil ve Edâ-Dil gibi isimler bulunmaktaydı. Çocukları arasında Yusuf İzzeddin Efendi, Abdülmecid II, Mehmed Şevket Efendi ve Mehmed Seyfeddin Efendi gibi önemli isimler yer almıştır. Abdülaziz, hem ailesine hem de çocuklarına karşı son derece ilgili bir padişah olarak bilinir. Onun yönetimi, Osmanlı tarihinin modernleşme çabaları, mali reform girişimleri ve uluslararası diplomasi açısından kritik bir dönemini temsil etmektedir.   TEVHİD-İ EFKAR  - KAYNAK  -  HABER  - GAZETE  -  İÇERİK  -  Tevhîd-i Efkâr, Tevhidi Efkar, Tevhid-i Efkar

Adminator Kasım 24, 2025 0
Sultan I Abdülmecit

I Abdülmecit Kimdir - Hayatı - Biyografisi

Sultan II Mahmut

II Mahmut Kimdir - Hayatı - Biyografisi

Sultan IV Mustafa

IV Mustafa Kimdir - Hayatı - Biyografisi

Sultan III selim
III selim Kimdir - Hayatı - Biyografisi

III. Mustafa’nın Mihrişah Sultân’dan Aralık 1761’de dünyaya gelen oğlu III. Selim, amcasının cephelerde yaşadığı sıkıntılar sonucu beyin kanaması geçirip vefat etmesi üzerine Recep 1203 / Nisan 1789’da Osmanlı tahtına geçti. Eğitim ve kültür bakımından son derece donanımlı olan III. Selim, İslâmî ilimlerde derin bilgi sahibi, şiir ve hat gibi güzel sanatlarda mahir bir padişahtı. Aynı zamanda merhametli, kararlı ve reform yanlısı bir lider olarak tanındı. Tahta çıktığında sadrazam Koca Yusuf Paşa ve Kaptan-ı Derya Cezayirli Gâzî Hasan Paşa ile çalışması, reform çabaları için önemli bir destek sağladı. Damadı Melek Ahmed Paşa ile birlikte Nizâm-ı Cedîd hareketini başlattı. Saltanatı döneminde Osmanlı ordusu, Rus ve Avusturya cephelerinde ciddi sıkıntılar yaşamaktaydı. 1789’da Boğdan’da Fokşani ve ardından Boza (Buzaov) muharebelerinde Osmanlı ordusu ağır yenilgiler aldı. Ruslar Boğdan’ın başkenti Yaş’ı, Avusturyalılar ise Bükreş’i işgal etti. III. Selim’in askerlerine yazdığı hatt-ı hümâyûn, gazâ ruhunu hatırlatmayı amaçlamıştı ancak moral üzerinde etkili olamadı. Osmanlı kuvvetleri, Yerköyü’nde Avusturyalıları mağlup etse de Tuna’nın güneyine çekilmek zorunda kaldı. Ruslar Besarabya ve Dobruca’da Osmanlı savunma hatlarını ele geçirdi. İsveç ile yapılan ittifak beklenen sonucu vermedi. 1789 Fransız İhtilali, Avusturya’yı sulh görüşmelerine zorladı ve Ağustos 1791’de Ziştovi Muâhedesi imzalanarak Avusturya ile savaş sona erdi. Osmanlı-Rus savaşları ise Ocak 1792’de Yaş Andlaşması ile Özü ve Hocapaşa’nın Ruslara bırakılmasıyla son buldu. III. Selim, askeri yenilgilerden ders alarak ordu ve devlet yönetiminde köklü reformlara ihtiyaç olduğunu fark etti. Artan iç karışıklıklar, derebeylerin ve a’yânların güç kazanması, kapıkulu askerlerinin disiplinsizliği, devletin zayıflamasına yol açıyordu. 24 Şubat 1793’te Nizâm-ı Cedîd ilan edilerek ordu ve yönetimde yenilikler başlatıldı. Ancak Nizâm-ı Cedîd yeterince etkili olamadı. 1797’de Napolyon Bonaparte, Mısır’a gelerek Memlukları mağlup etti ve Osmanlı-Fransız savaşını başlattı. Osmanlı ordusu 1801’de Mısır’ı geri aldı ve III. Selim’e Gâzi unvanı verildi. Bu dönemde Mehmed Ali Paşa, Memlukları bertaraf etmek ve Hicaz’daki Vehhâbî hareketine karşı önlem almak amacıyla Mısır Beylerbeyi oldu (1807). 1804-1807 arasında Sırp isyanları, Avusturya ve Rusya ile çatışmalar, Osmanlı ordusunun Nizâm-ı Cedîd askerlerini kabul etmemesi gibi iç ve dış sorunlar III. Selim’i zor durumda bıraktı. Kasım 1806’da Şeyhülislâm ve bazı âlimlerin etkisiyle Nizâm-ı Cedîd aleyhine hareket başladı. 25 Mayıs 1807’de yeniçeriler isyan ederek III. Selim’i tahttan indirdi ve yerine amcazâdesi IV. Mustafa geçti. III. Selim’in eşleri arasında Nef‘-i Zâr, Hüsn-i Mâh, Zîb-i Fer‘, Âfitâb, Re’fet ve Nûr-i Şems gibi kadın efendiler ile Meryem, Mihribân ve Fatma Fer‘-i Cihân gibi ikballer bulunuyordu. Padişahın çocuğu olmadı. III. Selim (1761-1807) – Osmanlı Padişahı Doğum ve Soy: Mihrişah Sultân’ın oğlu, Aralık 1761 doğumlu. Tahta Çıkış: Amcası III. Mustafa’nın 1789’daki vefatı sonrası, Recep 1203 / Nisan 1789’da Osmanlı tahtına geçti. Kültür ve Sanat: İslâmî ilimler, şiir, hat ve güzel sanatlarda mahir; kültürü açısından III. Murad’dan sonra en yetkin padişah sayılır. Karakter: Merhametli, dirâyetli ve ıslâhata taraftar. Sadrazamlar: Koca Yusuf Paşa ve Cezayirli Gâzî Hasan Paşa ile çalıştı; damadı Melek Ahmed Paşa ile Nizâm-ı Cedîd reformlarını başlattı. Askerî Durum: Tahta çıktığında Rus ve Avusturya cephelerinde ağır yenilgiler vardı (Fokşani 1789, Bozaov 1789). Andlaşmalar: Ziştovi Muâhedesi (1791) – Avusturya ile barış. Yaş Andlaşması (1792) – Özü ve Hocapaşa Ruslara bırakıldı. Nizâm-ı Cedîd (1793): Orduda ve devlet yönetiminde yenilikler. Mısır Seferi: Napolyon’un 1798’de Mısır’a gelmesi; Osmanlı-Fransız savaşı; Mısır’ın 1801’de geri alınması; III. Selim’e Gâzi unvanı verilmesi. Vehhâbîlik ve Mehmed Ali Paşa: Hicaz ve Mısır’daki sorunları çözmek için Mehmed Ali Paşa’ya 1807’de Mısır Beylerbeyiliği verildi. İç İsyanlar ve Düşüş: Sırp isyanları (1804-1806) ve yeniçeri isyanı (25 Mayıs 1807). Nizâm-ı Cedîd kaldırıldı, III. Selim tahttan indirildi; yerine IV. Mustafa geçti. Eşleri ve İkballeri: Kadın Efendiler: Nef‘-i Zâr, Hüsn-i Mâh, Zîb-i Fer‘, Âfitâb, Re’fet, Nûr-i Şems, diğerleri. İkballer: Meryem, Mihribân, Fatma Fer‘-i Cihân. Çocuk: Olmadı.   TEVHİD-İ EFKAR  - KAYNAK  -  HABER  - GAZETE  -  İÇERİK  -  Tevhîd-i Efkâr, Tevhidi Efkar, Tevhid-i Efkar

Adminator Kasım 24, 2025 0
Sultan I Abdülhamit

Sultan I Abdülhamit Kimdir - Hayatı - Biyografisi

Sultan III Mustafa

III Mustafa Kimdir - Hayatı - Biyografisi

Sultan III Osman

III Osman Kimdir - Hayatı - Biyografisi

0 Yorumlar